13 Mart 2008 Perşembe

Hoca ofsayt!




Tayyip Erdoğan'ın incileri bitmiyor. Hitabet sanatında "çok iddialı" olduğun sansa da bazen pozisyonu iyi takip etmediği için ofsayta düşebiliyor, birde bana eski forvet olacak. Bugün ise DTP'lerin görüşme talebini reddetmiş ve "PKK'yı terör örgütü olarak tanımayan bir parti ile bir başbakan olarak ben görüşmem" kabilinden laflar etmiş. Süreci takip edenler bilirler ki DTP'liler Kürt sorunu konusunda önce Meclis Başkanı Köksal Toptan, daha sonra ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştüler. Dolayısıyla Tayyip'in mantığına göre büyük yanlış yaptılar. Başbakan'ın gösterdiği sorumlu ve vatan perver tepkiyi gösteremediler.

Duruma birde ceza sahası dışından bakalım. Her ne kadar partililikten sadece rozetlerini çıkarma düzeyinde de olsa uzaklaşmış, mevkileri gereği "tarafsız" kimlikler taşıyan Gül ve Toptan DTP'lilerin görüşmelerini kabul ettiler. Zaten halkın iradesiyle seçilmiş temsilcileri kabul etmemek öncelikle demokrasi kültürüne aykırıdır. Fakat bu görüşme trafiği birde Erdoğan'ın NEW YORK TİMES'a patlattığı 3 barajlı, Kürtçe tv kanallı 12 milyar dolarlık Güneydoğu paketine rastlamasın mı? Tabi bu siyaset bir seçim yatırımı olarak okundu ve hatta DTP cephesinde açıkça dile de getirlidi. Bunun üzerine başbakan yaptığını inkar edercesine DTP'liler ile görüşmeyi reddetti?

Çözüm için bir paket açarken, bir yandan o bölgeden seçilmiş temsilcileri kabul etmeme çelişkisini nasıl açıklayacak Başbakan? Herkes için aşikar bir durum bu; Kürt hareketinin siyasi kanadıdır DTP ve PKK ile bir şekilde organik bağları olduğu da her kesim tarafından ve hatta kendileri tarafından da kabul edilmektedir, başbakan bunları bilmiyor mu? Çözüm konusunda samimi ise neden bu konuda taraf olan ve Kürt siyasetini temsil eden DTP'liler ile görüşmüyor? Bu açtığı paketin seçim yatırımı olduğunu iddia edenleri haklı çıkarmıyor mu? Durumu birde "bu ülkede taş üstüne taş koyana saygı.." terraneleriyle kurtarmaya çalışıyor. Bu medya ile girdiği polemiğinde sebebi olan mantık hatası, bu ülkeye üç kuruşluk hayrı dokundu diye kimse Başbakanı eleştirmeyecek ve sadece pohpohlayacak. Tabi yaptığı hizmetlerinde memlekete ne kadar faydalı olduğuda büyük bir tartışma konusu, milyonlarca insanın açlık sınırında köle gibi çalıştığı bir ülkenin Başbakanına göre fazla onurlu buluyorum kendisini . Hükümet içerde ve dışarda olmayacak dualara amin diyorken, ekonomi dökülüyorken, terör tırmanırken, işszilik artarken ne olursa olsun Başbakanı ve hükümeti eleştirmek yanlış oluyor pek sayın Tayyip Erdoğan'a göre. Bu ne menem bir demokrasi anlayışı? Benim kendi adıma eski bir fundamentalistten demokrasi dersi almaya ihtiyacım yok zaten, sizinde olmasın umarım. Hasılı kelam Başbakan yine bariz ofsaytta kaldı ve önemli bir pozisyondan kendisi ve ülkesi adına yararlanamadı.

Hiç yorum yok: