1 Temmuz 2008 Salı

Hasret



" Kirpiklerin gözleri kucaklaması gibi kucaklarım seni " diyordu Hasret, hani o hepsi en sendiğimiz türkülerinin birinde ama o 22 yaşında düştüğü ateşten sonra oğlu Roni'yi hiç kucaklayamadı. Karanlığın ateşine verdik onu 37 can ile birlikte. Karanlığın lekesini o gün hiç silemeyeceği anlına yapışırken Sivas'ın tarihler bundan tam on beş yıl önceyi gösteriyordu. Şu kanlı zalimin ettiği işler, garip bülbül gibi yareledi bizi. Yara hala kapanmadı, kabuk bağlayamadı, kanaya kanıya nehirler oldu, ırmaklar oldu deryalara ulaştı ama hala hesabı sorulmadı.

Yıllardır dilimizdeki o yine bir başka "katliam" türküsünde söylediği gibi " sanma hesap sorulmaz " diyoruz. Ne Kızılderelerin, ne Sivasların, ne de Maraşların hesabı henüz sorulmadı. Midenizi bulandırı mı bilmiyorum bir hikaye anlatacağım sadece; binlerce insan vardı o gün otelin önünde " cehennem ateşi için yanıyorlar " çığlıkları arasında " ya allah bismillah allah-u ekber " nidalarıyla yandı otel ve acı son. Ertesi gün bir çok kişi olayla ilgili göz altına alındı, delil yetersizliğinden ( TRT kameralarının aldığı görüntülere rağmen ) serbest bırakıldı bir çoğu (yurt dışına kaçanları saymıyoruz tabi ) fakat yine bazı tutuklamalar oldu. Sonra dava süreci başladı, peki sanıkların avukatı kimdi? Olaydan bir kaç yıl sonra Adalet Bakanlığı koltuğuna oturacak Şevket Kazan! Bir zamanlar " aynı yolda " yürümüyor muydu Tayyip Erdoğan'la bu katliamcıların avukatı? Peki bugun Tayyip Erdoğan, o konuşmayı çok seven başbakanımız Sivas Katliamı hakkında bir şeyler söyledi mi? Bu sizi şaşırttı mı? Hergün ,daha on yıl önce " araç " diye binmeye kalktığı, demokrasiyi bugun bize öğretmeye kalkan başbakan acaba bu durumdan bir hicap duyuyor mu? Hayır değil mi? Aksini düşünemediğimiz ortada, keşke düşünebilsek ama olmuyor sanki. Dert kendi partileri, yani rant ve iktidar araçları olunca bize demokrasi nutukları atan başbakan biraz da bu konuda asıp kesse ne güzel olurdu değil mi? Fakat bir eski fundamentalistten böyle bir şeyi beklemek fazla iyiserlik olur, öyleyse biz kendi sözümüzü yarın kendimiz söyleyelim: Saat 16:00'da Toros sokakta buluşalım.

Hiç yorum yok: