6 Temmuz 2008 Pazar

Tasviye



Beşiktaş, üç büyük takımların içinden taşıdığı bazı değerler ve farklı duruşuyla ayrılan bir takım(dı). Ta ki Sinan Engin göreve başlayana kadar. Serdar Bilgili yönetiminde futbol takımı menejeriliğine getirilişiyle beraber ilkesizlik konusunda çıtayı en yükseklere yerlerştiridi kendisi. Öncelikle Alaattin Çakıcı ile olan münasebetleri ve sonrasında kaybedilen şampiyonluk ile beraber Beşiktaşın adını yeterince lekeledikten sonra görevden uzaklaştırılmıştı veya biz böyle olduğunu düşünmüştük ki bunun yeterli olmadığını düşünmüşler ki tekrar döndü.

Demirören yönetimi Beşiktaş tarihne mal olan değerleri bir bir çiğnemeye ant içtiği için Sinan Engini tekrar göreve getirdiler ve yaptıkları yıkımın bir tesadüf olmadığını gösterdiler bize. Bugünlerde yaşanan bu olay yine Beşiktaş tarihine kara harflerle kazındı, bütün diğer Demirören icraatları gibi. İşin kötü tarafı olayın kavga bahane edilerek bir " tasfiye " operasyonuna dönüşmesi.

İbrahim Üzülmez kimsenin sevmediği bir oyuncu olmasına rağmen, şimdiye kadar bütün teknik direktörlerin ilk tercihi olmuş ve yedi yıldır bu takım için ter döken bir oyuncudur. Her maç kendisine küfürler yağdırmamıza rağmen, onun olmadığı maçlarda sol kanadın yol geçen hanına döndüğünü ve yine o kanattan hiç bir atağın gelişmediğine defalarca şahit olduk ve İbrahim Üzülmeze her maç " İbrahim Düzelmez" dedik. Fakat Kaptan Beşiktaş'tan böyle gönderilmeyi asla hak etmemiştir, öncelikle bu takıma verdiği emek hiç bir şeklide taktir edilmeden, son yıllarda yaşanan her başarıda onun adı vardır, İnönü çimlerindeki teri hala soğumamıştır. İbrahim Toraman ise tamamen yerine alınan oyunculardan daha kötü olduğu düşünüldüğü için gönderilmektedir. Açıkçası futbolculuğunu fazla taktir etmediğim bir oyuncudur kendisi ama sahaya elinde ne varsa koyan bir adamdır, onun hep koşan veya kan ter içindeki hali aklıma kazınmıştır.

Şimdi aklı sıra Sinan Engin yaşlı Üzülmez ve formsuz Toraman'dan kavga vesilesiyle kurtulma uyanıklığı peşindedir. Bir takımı büyük yapan başarıları değil kültürüdür, başarının kendiside tam anlamıyla başka bir kültür. Kültürünüze ve değerlerinize sahip çıkmazsanız dibe vurmak için bile dua edersiniz. Eğer bizde fener ve Galatasaray gibi harcayacaksak bu değerleri ( ki çoktan harcadık ) başarılı olamayız. Çünkü yine bu " defolup gitmesi " için delirdiğimiz adamların mantığıyla hareket edersek diğerlerinin bizden çok parası var, unutmayın! Ki beşiktaş taraftarı takımından şampiyonluklar ve kupalardan çok bir duruş, bir tavır beklemektedir, diğer büyük takımların başarı anlayışıyla Beşiktaş taraftarının başarı anlayışı çok faklıdır. Utançla izliyorum bu rezaleti ve bütün gerçek Beşiktaşlıların da aynı şeyleri düşündüğü kanısındayım.

Hiç yorum yok: