29 Şubat 2008 Cuma

Yalanlarla dolanlarla...




"Yalanlarla, dolanlarla, geçti ömrüm solanlarla.." Ne kadar yalan bir memlekette yaşıyoruz ? Bildiğimiz en resmi yalancıda devlet! Tabi bu sadece bizim devlete özgü bir sıfat değil, genel olarak devletler hep yalan söyleye gelmiştir. Fakat bu yalanlar öyle kolay ortaya çıkmaz, genelde tarihe karşı hesap verir
yalanı söyleyenler başka coğrafyalarda.Fakat biz her konuda başarısız olduğumuz gibi ( gerçi Fener'in Sevilla'yı Kadıköy'de yenmesi bir başarı olabilir, ama buda Fener'in yabancı veya devişirme yerlilerinin marifeti ya neyse... ) yalan konusunda da başarı değiliz. Bizim yalanlar bir kaç gün bile ayakta kalamaz veya zaten kimse inanmaz bu yalanlara, gerçek ortada öyle açık seçik duruyordur ki bizim "koyun algılı" kamu oyumuz bile böyle yalanlara inanmaz, inanamaz. Elin oğlu gibi, alt yapılı, ölçülü yalan türetemez bizimkiler. Yatsıdan evvel elektirik gelir, mum söner.

Şimdi bu teşekküllü girizgahtan sonra biraz orta sahada oyun kuralım. Operasyon sürecinde Bülent Ersoy kadar atarlı olmadığım için birşeyler söylemedim, fakat görüntü ortadaydı. "Sözde değil özde milliyetçi" divamız çok yerinde bir tesbit yapmıştı, "ölüm yerine çözüm" konuştuğu için aldığı tepkiyi anlayamıyordu. Savaş karşıtı hareketin bu ülkede Bülent Ersoy'la başlamasından bahsediyorum, hatta Kürt sorunu bundan sonra çözüm sürecine girerse yine onun sayesinde oldu diyeceğim gelecekte. Malumunuz operasyon bitti. 267 insanın hayatına malolan bu harekatın bilançoları haberleri doldurdu. Genelkurmay'dan yapılan açıklamada şöyle bir cümle var: "Harekattan önce bölgede bulunduğu değerlendirilen yaklaşık 300 teröristin büyük çoğunluğu etkisiz hale getirilmiş; geri kalanların bir kısmı ise bölgeyi terk ettiklerinden temas kesilmiştir." Yani bütün bu harekat 300 terörist için yapılmış, bu 300 terörist koca Türkiye Cumhuriyetine karşı öyle büyük bir tehlike arzediyormuş ki 10.000 askerle karadan-havadan taaruz başlatmak zorunda kalmışız. Hani biz güçlüydük, hani dosta güven düşmana korku salıyorduk Ortadoğu'da? Bunca cana ve küsürat olarak on milyonlarca dolara mal olan operasyon silah tüccarlarını zengin etmek dışında Kürt sorununun çözümüne ne gibi bir katkıda bulundu? PKK veya Kongra/gel ne kadar etkilendi bu operasyondan? Bundan sonra uzun bir süre şehit haberi gelmeyecek mi bölgeden? Bunca ölüm ne için? Bundan sonra yeni anneler ağlamayacak mı? Kim ikna oldu bu operasyonun "olumlu" sonuçlarına? Birde bunu annelere anlatsanız...

Birde Büyükanıt Paşa'nın "dış etki yok" sözüne inanan bir tane Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var mı? Üniter yapı diye bas bas bağıranlar ulusal egemenliği Amerika'ya teslim etmekten niye hiç gocunmuyorlar? Hepimiz gözlerimizle gördük ki ABD (allahın belası devletler) başkanı direkt emir verebiliyor Türk devletinin askeri ve siyasi iktidarlarına. Başkanlık seçimide yaklaşıyor sizce bizimde eyalet önseçimlerinde oy vermek hakkımız değil mi? ( yes we can değil mi? ) Daha başka tereddütü olan var mı? Yıllar önce Amerikan emperyalizimin sömürgesiyiz diyen Nazım'ları hapsedenlere, Amerikan emperyalizmine karşı savaşan Deniz'leri asanlara ortak olanlar, destek verenler artık kime hikaye anlatacaklar? Artık kime inanacağını yavaş yavaş öğreniyordur Türkiye toplumu, dostunu düşmanını nasıl seçeceğini sezmeye başlamıştır ağır ağırda olsa. Birde "sol" bu durumdan kendine bir vazife çıkarsa iyimserliğim var ama Deniz Baykal'ın Türkiye soluna yaptığını, Hakan Şükür Galatasaray'a yapmıyor. Zat-ı şahaneleri gidip "kalan parçaları" toplasın şimdi.

Hiç yorum yok: