20 Şubat 2008 Çarşamba

Devlet, Adalet ve Hrant



Vatan sever (vatan sevici) güçlerin "sesini kestiği" son dostumuzdu Hrant Dink. Bu alıştığımız bir durumdu aslında, daha nicelerini vermiştik toprağa, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi cinayetleri de yine bu vatan perver çevrelerin eylemleriydi. "Vurulduk ey halkım unutma bizi" dizesiyle andık onları, türkülerini söyledik, kitaplarını okuduk, ağladık. Hrant'a ağladığımız gibi. Peki biz Hrant'a ağlarken (zeval gelmemesi gereken) devletimiz ne yaptı? Aradan geçen bir yılı aşkın sürede neler yaptı bu cinayeti çözmek için. Anlaşılıyor ki nerdeyse Trabzon Emniyet müdürlüğünde görevli herkes cinayetin işleneceğini aylar öncesinden biliyormuş. Sadece emniyet mi? Belki Pelitli mahallesindeki herkes de biliyordu, belki bütün Trabzon? . Yakında bu işten Yattara'nın ve Ayman'ın da haberi olduğunu yazarsa gazeteler hiç şaşırmayacağım.

Eskiden de bu tür "münferit" olaylardan sonra devlet büyüklerimiz çıkar, hiç olmazsa kelli felli laflar edip, katillerin bulunacağını söylerlerdi. İnamazdık pek ama yine de bunu söyleyebilme refleksi gösterebiliyordu büyüklerimiz o zamanlar. Hrant olayında ise bunu bile göremedik, bu cinayet sürecine tanık olan ve anlaşılan Erhan Tuncel ile bizim hala bilmediğimiz bir hukuğu bulunan Trabzon Emniyet müdürü Ramazan Akyürek'in terfi ettirilmesi haricinde hükümet kanadından cinayetle ilgili herhangi bir eylem göremedik.

Hrant'ın öldürülmesi sürecine böylesine geniş bir katılımla tanıklık eden yetkililer en az cinayeti işleyen O.S. kadar suçlu değiller mi? Bu dava neden bu kadar yavaş ilerliyor? (ilerlediği de tartışılır) Herşey az çok basını takip eden sıradan insanların kafasında bile kolaylıkla netleşebilirken yargı ve yönetim ergi olayı neden bu kadar yavaş algılamakta ısrar ediyor? Bu acaba katillerin -diğer faili meçhullerde olduğu gibi- kollandığı izlenimi yaratmıyor mu? (hani o meşhur resimi söylemiyorm bile) Adalet nerede? Yoksa sizin adalet dediğiniz şey söylediğiniz kadar adil değil mi?

Bu mide bulandırıcı ve korkutucu sürece neden bu kadar aşinayız? Ergenekon ve Susurluk arasındaki bağlantıyı görebilmek için artık Uğur Mumcu gibi araştırmak da gerekmiyor,(zaten onun gibi araştırmak ölümcül olabiliyor) birileri hiç birşeyden, hiç kimseden, adaletten, emniyetten çekinmeden "istediğini" öldürübiliyor. Söz söyleyeni yakıyor. En acısı bütün bu karanlığın adı "vatan severlik" oluyor. Televizyon dizilerinde adres gösterilmeden bu sözümona vatan severlik tarzı ( adam öldürerek vatan sevme tarzı, çatık kaşlı, Türk bayraklı, uzun paltolu... ) övülebiliyor, bu katiller veya katil severler kahraman olabiliyor. Bu aymazlığın bir adı var mı? Bu kirliliğin kimlerin yüzünü karartması gerektiğini bilmeyeniniz var mı peki?

Hiç yorum yok: