6 Ocak 2008 Pazar

St.Pauli



Gelenek sahibi olmak ayrı birşey özenmek ayrı. Yeni yeni bizim takımlarımızda kendilerince taraftar kültürü oluşturmak istiyorlar. Tabi bu işe kalkışanlar yine tiribünden insanlar. Fakat bir şekilde yapay oluşumlar ortaya çıkıyor. Bir grup hariç (Çarşı tabi ki) diğer hepsi geçmişleri on yıl ötesine gitmeyen oluşumlar. Yavan söylemlerle içi boş bir kültür inşa etmeye çalışıyorlar. Garip bir "her yerde her zaman en büyük olma" iddiasından öte, ne hayata, ne de herhangi birşeye dair söyleyecekleri hiç bir sözleri olmayan oluşumlar . Ne bir yaşanmışlık, ne bir kültür, ne bir anlayış yok ortada. Ortak tek değer takım -ki genelde başarıya dayalı bir birleşim bu- ve takımın renkleri . Gelenek sahibi takımlarda insanlar belirli fikirler etrafında birleştikleri için o takıma sempati duyuyorlar, bir takıma sempati duyup bir düşnce altında birleşmiyorlar. Bizde takım taraftarlarları biraz da zorlamayla sözüm ona bir duruşu olan gruplar oluşturmaya, örgütlemeye çalışırken genelde başarısız olup marjinal kalıyorlar. Bu da bir tribün kültürü yaratmaya yetmiyor. İşte bu bahsettiğimiz kültüre ve geleneğe sahip nadir takımlardan biri de St.Pauli. Onlar hakkında söynecek çok şey var, ileri ki günlerde yazacağım, bu sadece bir başlangıç olsun.

Hiç yorum yok: