5 Ağustos 2007 Pazar

süper solak...




Süper solak denildimi aklımıza ilk Sergen gelir, hatta tek Sergen gelir bile diyebiliriz. Bu adam Türkiye futbolunun son on yıldaki en renkli ismi oldu. İnkar edilemez yeteneği, top tekniği, atlara olan ilgi ve alakası, gay barları mesken tutması ve sexe düşkünlüğüyle bize farklı bir Türk futbolcusu portresi çizdi. Yıllar çabuk geçti ama daha bir kaç sene önce 90+1 de Galatasaray'a gol atıp Beşiktaş'a şampiyonluğu getiren, Fenerbahçe'ye kadıköyde 2 tane sallıyan Sergen Şekerspor macerasından sonra (türkiye'de ki ilkm Abramoviç tarzı deneme oldu) Eskişehirspor'a ( buda Berlisconi usulü..) Unakıatan torpiliyle transfer oldu. Peki " son on yıldır doğru dürüst antremena yapmadım " diyecek kadar açık sözlü, basket potasına ayağıyla basket atabilen bu "süper solak" neden bugün bu yerde. umursamazlığının bir boyutu mu bu yoksa bir yeteneğin hazin sonu mu? sormak istediğim şu ki eğer Sergen eğer bir alman vatandaşı olarak Jurgen Zalsoon olarak Beşiktaş yerine Schalke alt yapısında başlasaydı futbola bugün Es-Es in sorumsuz yıldızı olarak mı yoksa Real Madrid'in tecrübeli oyun kurucusu olarak mı devam ediyor olurdu? Dünya futbolu, dünyaya açılamamış bir yeteneğini farkına bile varamadan (Chelsea'ye attığı iki gol ve Canada maçları hariç) kaybetti sanırım...

Hiç yorum yok: